31 Mart 2013 Pazar

MART'A GÜLE GÜLE, NİSAN'A MERHABA...

Merhabalar,

İlkbaharın ilk ayı olan Mart ayını bitirdik. 

Transfer tekniğini işlediğimiz seminerimizin tüm detaylarını verebilmek için bloğumuzda ilk önce seminer notlarına ve resimlerine yer verdim.

Bu kez de Ece Aymer Craft House İstanbul Atölyemizdeki Mart Ayı çalışmaları ile sizleri başbaşa bırakıyorum...

Sevgili Esra'dan üç güzel çalışma;

Tuğla görüntüsü, dekopaj ve hamur kabartma tekniği ile Kapı Gazeteliği, 


Mumla eskitip, hamur kabartma ve ahşap yazılarla süslediği Baharatlık mutfağı için,


 Kızı için dosyalık dekopaj tekniği, süsleme için dantel ve minyatür şemsiye kullanıldı... Çantayı ise kumaş, karton, elyaf ve düğme kullanarak biz yaptık...





İşte bu ayı dolu dolu hediye yapmakla geçiren Tuğçe'nin eserleri...

Arkadaşı için yaptığı mutfak taburesinde budaklama, dekopaj ve hamur kabartma tekniklerini birleştirdi.







Bir başka arkadaşı için Kedili Panomuzu notluk olarak hazırladı ve küçük kedili mandallarla süsledi...



Kuzeni için stencil ve hamur kabartma kullanarak yaptığı Mutfak Panosu,



Ve kendisi için dekopaj ve yağlıboya eskitme ile çalıştığı çanta,



Elçin Hanım'ın gazeteliği ve kavanozları;

Gazeteliğin içine ve dışına dekopaj uygulandıktan sonra, üzerine resim çatlatma yapıldı...




Kavanozlar ponpon fırça yardımıyla enamel boya ile boyandıktan sonra hamur kabartma ile süslendi.


Sevgili Berrak'ta bu ayı dolu dolu geçirenlerden;

Annesi için dikiş kutusu, dekopaj, hamur kabartma, danteller, düğmeler, iğneler, kumaş kaplama ile zenginleştirildi...









Oğlu için banyo sepeti, sade ama bir o kadar da şık oldu...





Kızı için banyo sepeti... İki yönüyle farklı renk kombinasyonları uygulandı... Dantel ve hamur kabartma ile süslendi... Sonuç harika.






Senay Hanım bu ay evdeki sehpasını yeniledi...

İlk önce acaba ne yapsam diye kara kara düşünse de, sonrasında transfer tekniğinde karar kıldı...


Ve bakın sehpaya neler oldu...


Aslında daha bitmedi, sehpanın eskiden tahta olan ayak kısmı ferforje ayak ile değiştirilecek. Onun üzerindeki çalışmamız devam ediyor. Bitince tamamını tekrar yayınlayacağız.


Ümit ise şirin mi şirin bir pano yaptı...

Bez yuvarlama, bantla çizgi çalışması ve hamur kabartma tekniklerini bir araya getirdiği çalışması şimdi mutfağını süslüyor...


Sevgili Nilgün Hanım melek hayranı... Daha önce dua eden meleklerimizden hem kendisine hem arkadaşlarına yapmıştı. Bu kez yine meleklerle kendi evi için pano çalıştı...

Danteller, taşlar, tüyler ve boyutlu boya ile harika bir pano ortaya çıktı...


Harika Hanım da evdeki gazeteliğini yeniledi bu ay;

Stencil, mühür, dekopaj, ne güzel bir üçlü oldular...




Ve tabiiki en güzelini en sona sakladım...

İşte atölyemizin en genç, en güzel, en,tatlı, en şirin, en havalı öğrencisi...

Kim?  Yoksa Rapunzel mi?


Hayır hayır, tüm prenseslerden daha güzel, daha tatlı birisi...


Sevgili Finans Müdürüm Özlem'in kızı Eliiiiiiiiiiif  Eylüüüüüüüüül


Şu güzelliğe bakar mısınız... Allah nazarlardan sakınsın... Atölyemize bahar getirdi vallahi... Bu arada önlüğe dikkatinizi çekerim. Bir temiz çalıştı ki sormayın.

Evet bizden bu ay bu kadar, Nisan da yeni çalışmalar ve yepyeni seminer konumuz ile tekrar görüşene dek,

HOŞÇAKALIN, SEVGİYLE KALIN...

Süeda Erduran












































































25 Mart 2013 Pazartesi

Mart Seminerinin Ardından...

MERHABA...

Transfer Tekniğinin tüm detaylarını hem teorik olarak hem de bire bir pratikte uygulayarak yaptığımız seminerimiz bu kez de çok renkli geçti...

Bloğu yazmada neden geciktiğimi soracak olursanız... Sağ olsun Sevgili Özlem'ciğim yaklaşık 250 adet resim çekmiş... Resimleri ayıklayıp sıralamak başlı başına bir işti zaten, tam bitirdim yazıya geçip şöyle bir toparlayayım derken, benim küçük kızın sağ alt karın bölgesinde başlayan ve gittikçe şiddetlenen ağrısı ile soluğu apar topar hastanede aldım. Pazar gecesini saat 02:30'a kadar acilde geçirdikten sonra apandisitten şüphelenildi fakat ultrasonda hiç bir şey görülmedi, takipte olmak koşulu ile eve yollandık... Pazartesi öğlene doğru artan ağrı ile yine hastaneye geldik ve bu kez hastaneye yatışımız yapıldı...

Evet şimdi bu yazıyı sizlere Acıbadem Maslak Hastanesi 4209 nolu odamızdan yazıyorum... Kızımın kolunda serum takılı yatıyor. Sabah tekrar kan tahlili ve ultrason çekimi yapılacak ve apandisit olup olmadığına karar verilecek...

Evet gelelim seminere...

Seminerimizde birbirinden renkli, birbirinden değerli 13 hanım vardı. Bu kez birinci yazılan öğrencimiz Evdoksia'ydı.... Nasıl güzel gülüyorlar değil mi?


Geçen seminerimizin birincisi Gülseri Hanım, bu kez birinci değildi ama oturacağı yerinin rezervasyonunu günler öncesi yaptırdı...


Misafirlerimiz yavaş yavaş toplanmaya başladılar.


Evdoksia ve Gülseri Hanım'dan sonra Elçin Hanım, Firdevs Hanım, Demet Hanım, Melike Hanım, Nimet Hanım, Nemra Hanım, Sebla Hanım, Vildan Hanım, Sibel Hanım, Nilgün Hanım ve ve ve taaaaaaa Antepten gelerek seminerimize katılan Bade Hanım.



Önce teker teker misafirlerimiz tanıdık...



Sonra Transfer Tekniği ile ilgili temel bilgiler ve kullanılan malzemelerin tanıtımı,


Hemen arkasından transfer yapılacak resimlerin seçilmesi ve fotokopi kuyruğu :))



Ve ilk uygulamamız tabiiki Ece Aymer Transfer Sıvısı ile yapıldı...



Tepsi yapmak için seçilen resimler itinayla her bir katının kuruması beklenerek tam 5 kat tutkallandı ve kurumaya bırakıldı...






 Tutkallanan kağıtlarımız kururken kumaşlara yapılacak transferler için hazırlıklara başlandı.











Kumaş masamızın üzerine güzelce sabitlendi, resmimize kumaşa transferde kullandığımız 'Picture This' tutkalımız sürüldü he hiç zaman kaybetmeden ters çevrilerek kumaşımızın üzerine yapıştırıldı.







Yapıştırma işlemimiz tamamlandıktan sonra yarım saat kadar üzerine ağırlık koyarak beklettik sonrasında ise iyice kurumasını bekledik...





Akla gelen sorular soruluyor, Ece bıkmadan bir bir cevaplıyor, detaylar not kağıtlarına sırayla kaydediliyor...







Sıra kuruyan kağıtlarımızın suda bekletilerek sert zemine yapışabilir hale gelmesini sağlama aşamasında.


Hemen tepsiler su doldurularak hazırlanıyor,


Özel merasimle birebir fotoğraflanarak suya batırma işlemi gerçekleşiyor.




Şimdi 30 dakika kağıdımızı suda bekleteceğiz... Eeeee bu sürede boş durulur mu? Sabah yaptığımız tanışma konuşmasında Nilgün Hanım'ın doğum günü olduğunu öğrenmiştik, biz de Ona küçük bir sürpriz yapıverdik...





Nice mutlu yaşlara Nilgün Hanım, böyle güzel ve özel bir günü bizlerle paylaştığınız için tekrar teşekkürler...




Yemek molasında bir yandan börekler, pastalar yudumlanırken, bir yandan da hararetle yapılan ya da yapılamayan :)) diyet  uygulamaları konuşuldu.



Ne güzel bir poz değil mi? Özlem'ciğim yakalayıvermiş yine ellerine sağlık... Bir de şarkı yollayalım Ece'ye... ''O ağacın altını şimdi anıyor musun? ...''


Mola bitti... Süreyi kaçırmamak lazım artık resimlerimizi yapıştırma zamanı.




Düzgünce yerleştirilen resmimiz ortadan dışarıya doğru ellerimiz ile ovalanarak zemin ile resim arasında  hava kabarcığı bırakmadan güzelce yapıştırılıyor.




Bu aşamadan sonra 8 saatlik bir bekleme süresi uygulanır ve daha sonra kağıdı soyma işlemi başlatılır. Seminerimizdeki zaman kısıtlaması yüzünden biz objelerimizin üzerindeki resimleri daha az bekleterek erken soymaya başladık...

Yapıştırılan kağıtların kurumasını beklerken cam üzerine transfer uygulamasını da örnekledik...











 Kuruyan resimleri hem MDF'lerden, hem de kumaşların üzerinden soyma zamanı..


 Galvanizi unuturmuyuz hiç... O da transferden nasibini aldı tabii.








Sibel Hanım merdivene oturuvermiş harıl harıl kağıt soyuyor...


Evvet Sibel Hanım takmışsınız suluğu kolunuza... Ellerinize sağlık, pek bir güzel oldu doğrusu.


Aa Ece ile Bade Hanım soyma işini koridorlara taşımışlar...


Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır derler ama sanki bu söze inat dışarıda öyle güzel güneş parıldıyordu ki hatıra fotoğraflarımızı da ihmal etmedik.



Güneş objelerimizin kuruması aşamasında da bize yardımcı oldu....


Uygulamalar yavaş yavaş çıkmaya başladılar bile...







 Üzerindeki kağıdın soyulduğu resimlerimizi tamamlama zamanı...




Ah ah resim tamamlama olur da Ece ile ben rahat durur muyuz? Bir fırçayı Ece kaptı, bir fırçayı ben. Veeeeeee sonuçlarını sizlerin seyrine bırakıyorum...



















Nasıl çok güzeller değil mi?

En can alıcı çalışmalardan birisi de ayna üzerine yapılan transfer işlemi idi...


Oldukça titizlikle yapılan soyma işleminden sonra ortaya çıkan sonuç ise mükemmel...





MDF'ler, kumaşlar, camlar, galvanizler ve ayna derken yine ortaya çok güzel eserler çıktı... Emeği geçen herkesin ellerine sağlık...











Ve Evdoksia'nın Coca Cola şişelerini koymak için yaptığı kasası ile çalışmaların sonuna geldik...










Nasıl Cola'lar al beni iç diyor değil mi?


Veeeeee işte bu güzellikleri görebilmeniz için, büyük bir özveri ile teker teker resimlerini çeken, tatlı mı tatlı, şirin mi şirin Finans Müdürümüz Özzzzzleeeeeeeemmmmmmm...

Yine her zaman olduğu gibi başta atölyemize gelerek bizleri onurlandıran misafirlerimize, bizleri kırmayıp ayda bir de olsa tecrübesini bizlerle paylaşan sevgili Ece Aymer'e ve kendimi Charlie gibi hissettiren meleklerim Seval, Özlem ve Rabia'ya çok çok çok çok teşekkür ediyorum...

Günlerinizin bu güzelim çiçekler kadar renkli geçmesi dileklerimle....

Süeda Erduran